İşaret Dili Hakkında Genel Yanlış Anlayışlar
|
1. İşaret dili dünyanın her tarafında aynıdır.
Bu yanlıştır! Her ülkenin, kendi sözcük hazinesi ve dil bilgisi kuralları olan kendi işaret dili vardır. Çeşitli ülkelerden gelen sağır insanlar birbirilerinin işaret dillerini kolaylıkla anlayamazlar. Duyan bir insan, bir ülkede işaret dilini biliyor olsa bile, başka bir ülkenin işaret dilini kolaylıkla anlayamaz, ancak diğer işaret dilini ayrıca öğrenmesi gerekir. Hatta bir ülke içerisinde, işaret dili bölgeden bölgeye değişebiliyor (Dikyuva&Zeshan 2008).
|
|
2. İşaret dili tam olan bir dil değildir. Sadece bir pantomim veya jestleşme şeklindedir ve kendine özgü dil bilgisi yoktur.
Bu yanlıştır! İşaret dilleri tam olan dillerdir. Sesli dilde ifade edilen her şey işaret dilinde de ifade edilebilir. Soyut düşünceler hakkında konuşabilirsiniz, geçmiş hakkında, birşey yaptığınızda ne olabileceğinden ve sizin konuşmak istediğiniz yeni şeyler için sözcükler üretebilirsiniz. Türk İşaret Dilinde herşey için bir sözcüğünün olmaması doğrudur fakat bu her dil için geçerlidir, sesli veya işaretle. Hiç bir dilde düşünülebilen her şeyin sözcüğü yoktur. Önemli olan gerekli olduğunda bir dilin yeni şeyler için sözcük üretebilmesi. İşaret dilleri bunu yapabiliyor, aynı sesli dillerin yapabildiği gibi. İlave olarak, nasıl ki Türk İşaret Dilinde bazı Türkçe ifadeler için sözcük yoktur, Türkçede de bazı Türk İşaret Dili işaretlerinin sözcükleri yoktur. Her iki durumda sözcüğünün anlamı bir cümle ile ifade edilir veya insanlar genel kavram için yeni sözcük üretir.
Ayrıca işaret dillerinin Dil bilgisi olmaması doğru değildir. Tüm işaret dillerinin ayrıntılı ve zor dil bilgileri vardır ve bu kursun hedeflerinden biri sizin Türk İşaret Dili dil bilgisini öğrenmeniz. Duyan insanlar tarafından kullanılan el hareketleri, başın hareket etmesi ve yüz ifadeleri İşaret Dilinde de kullanılıyor. Fakat bunlar çok değişik bir şekilde kullanılıyor ve işaret dilinin sadece çok küçük bir bölümü. İşaret dili pantomim ve jestleşmenin çok daha fazlasıdır. Türk İşaret Dilinin Dil bilgisi yapısını açıklayan birçok yayımlamalar bulunmaktadır. Unutmayın ki başka bir dilin dil bilgisi nasıl öğreniliyorsa işaret dili dil bilgisi de aynen öyle öğrenilmesi gerekiyor (Dikyuva&Zeshan 2008). |
|
3. İşaret dili sesli dile bağlıdır. Sesli dilin eller üzerinde gösterilmesidir.
Bu yanlıştır! Her ülkedeki her işaret dilinin kendi yapısı vardır. Bu yapı aynı ülkede konuşulan sesli dilin yapısından çok farklıdır. İşaret Dili hiçbir şekilde sesli dile bağlı değildir ve sesli dilin eller üzerinde gösterilmesi değildir. Bu kurs içerisinde öğreneceğiniz Türk İşaret Dili yapılarının birçoğu Türkçeden çok faklıdır ve biz kurs içerisinde her zaman bu farkların neler olduğunu açıklayacağız, siz bu farklara özellikle dikkat edersiniz. Türkiye’deki sağır insanların Türkçeyi öğrenirken zorlanmalarının nedeni, kendilerinin iletişim için kullandığı Türk İşaret Dilinin Türkçeden yapısal olarak çok farklı olmasıdır (Dikyuva&Zeshan 2008).
|
|
4. İşaret dili sadece ellerin dilidir
Bu yanlıştır! Ellerin her işaret dilinde çok önemli olduğu doğrudur fakat işaretleşmede sadece ellerden başka çok şey daha önemlidir. Aynı zamanda yüzünüzle ve tüm vücudunuzla anlam ifade ediyorsunuz ve bunlar da işaret dilinde çok önemlidir. Gözlerinizi, yüzünüzü, başınızı ve vücudunuzu kullanmasını öğrenemezseniz, düzgün bir şekilde işaretleşemezsiniz. Bu sadece anlam ifade etmek için değil, Dil bilgisi için de çok önemlidir. Örneğin, olumsuz bir cümle işaret ediyorsanız başınızı çoğu zaman arkaya doğru kaldırmanız gerekir. Bir soru işaret ediyorsanız, bazen başınızı sallamanız ve kaşları çatmanız gerekiyor. Yüzünüz her zaman aynı kalıyorsa, cümleleriniz tamamlanmış olmaz (Dikyuva&Zeshan 2008).
|
|
5. İşaret dili, sağır insanlara yardım etmek için başka insanlar tarafından icat edilmiştir.
Bu yanlıştır! İşaret dilleri sağır insanların buluştuğu her yerde doğal olarak geliştirilmiştir. Hiç kimse bunu sağır insanlar için icat etmemiştir fakat sağır insanlar kendileri işaret dilleri yaratmıştır. Birçok ülkede sağırlar için okullar ve federasyonlar kurulduktan sonra sağır insanlar devamlı olarak buluşmaya başladılar. Ondan sonra işaret dilleri kendiliğinden gelişmeye başladı, çünkü sağır insanlar birbirileriyle iletişim kuruyorlardı. İşaret dilinin erken tarihi hakkında fazla bilgimiz yok, çünkü işaret dili yazılmamıştır. Bu aynı yazma sistemi olmayan sesli diller gibidir. Bazı işaret dillerinin yüzlerce ve hatta binlerce senelik bir geçmişi vardır. Türkiye’de, sağır ve duyan insanlar işaret dilini 1500’lü yıllarda, yani 500 yıl önce, Osmanlı saraylarında kullanıyorlardı. Bunlar, o zamanlarda Türkiye’ye yolculuk yapan insanlar tarafından yazılmıştır. Fakat işaret dilinin bundan çok daha uzun bir geçmişi olabilir, sadece biz tüm geçmişi bilmiyoruz. Bildiğimiz şu ki sağır insanlar kendi dillerini kendileri yaratmışlardır, başkaları değil (Dikyuva&Zeshan 2008).
|